ORGAN BAĞIŞINI ETKİLEYEN ŞEHİR EFSANELERİ - Prof. Dr. Alper DEMİRBAŞ

8.11.2013 12:42:45

 Uzmanlar, halk arasında ve medyada yankı bulan, insanların kaçırılıp organlarının alınmasına dair bilgilerin gerçek olmadığını söylüyor.

“Organların çıkarılması ciddi bir cerrahi işlemdir” diyen Prof. Dr. Alper Demirbaş ekliyor: “En az o organların nakledilmesi kadar ciddi, ameliyathane ve hastane koşulları içinde profesyonel ekiplerin yapabileceği işler. Türkiye’de böyle bir şeyin olması söz konusu değil.”

Medical Park Antalya Hastane Kompeksi Organ Nakli Bölüm  Başkanı Prof. Dr. Alper Demirbaş,  organ nakliyle ilgili şehir efsanelerini  anlatmaya devam ediyor.
 
Kaçırılan bazı kişilerin organları organ mafyası tarafından çalınıyor
Bu, tamamen bir şehir efsanesi.  Bu şekilde emniyete intikal etmiş hiçbir suç yok. Organ nakli tamamen kayıt içinde yapılan bir ameliyat. Tüm organ nakilleri, alıcıları ve vericileriyle birlikte Sağlık Bakanlığı’na ayrıntılı bir şekilde bildirilir.
 
Organ bağış kartı dolduranlar   kaçırılıp organları alınıyor
Bu, tamamen yalan. Organ bağışı kartını kimin doldurup kimin doldurmadığı, sadece yetkili kurumlar tarafından bilinir. Ayrıca organların çıkarılması ciddi bir cerrahi işlem. En az o organların nakledilmesi kadar ciddi, ameliyathane ve hastane koşullarında profesyonel ekiplerin yapabileceği işler. Ülkemizde bu işleri yapan çok fazla ekip yok. Çok küçük bir camiadır. Türkiye’de böyle bir şeyin olması söz konusu değil. Organ mayasıyla ilgili çıkarılan bu haberler, bağışın önünü kesmek ya da sansasyon yaratmak için çıkarılmış yalanlar. 
 
Beyin ölümü gerçekleşen her hastanın organları alınabilir
Hayır, alınamaz. Ölen kişinin üzerinden organlarını bağışlamadığına dair bir belge çıkarsa organları alınamaz. Kişinin üzerinden herhangi bir belge çıkmazsa yakınlarının beyanı esas alınır. Hayattayken yakınlarına yapmış olduğu sözlü vasiyete göre, yakınları organ bağışında bulunur veya bulunmaz. Bu durumda olumsuz yanıt verilirse hiçbir şekilde organlar alınamaz. Ölen kişinin o andaki tıbbi durumu, önceden geçirdiği hastalık ya da ameliyatları, organ ve dokularının tamamı ya da bir kısmını nakledilemez hale getirmiş olabilir. O zaman ilgili organ veya dokular kullanılamayacaktır. 
 
Bazı hastaların beyin ölümü   gerçekleşmeden organları alınıyor 
Kesinlikle yanlış. Çünkü beyin ölümü, eşittir ölümdür. Beyin ölümü gerçekleşmemiş bir kişinin organlarını almak, ölmemiş  bir kişinin organlarını almaktır. Bunun  adı da cinayettir! 
Yapılan tüm girişimlere rağmen hasta hayatını kaybeder veya hayatını kaybetmiş olarak hekime ulaşırsa organ alımı konusu gündeme gelebilir. Bu gibi durumlarda da hekimleri zan altında bırakmamak için yasal düzenlemeler yapılmıştır. Beyin ölümünün gerçekleştiğinin saptanması, tamamen organ nakli ekibinin dışındaki dört hekim tarafından yapılan testlerle saptanır. 
Hastayı ilk değerlendiren ve tedavisini planlayan hekim veya hekimlerle organ naklini yapacak hekimlerden hiçbiri hastada ‘beyin ölümü’ gelişip gelişmediğini belirleyen grubun içinde olamaz. 
Dört farklı uzmandan oluşan hekim grubu bu durumdaki hastayı değerlendirir, muayene ve diğer tetkiklerle objektif kararını verir. “Hastada beyin ölümü mevcuttur” kararı raporla belirlendikten sonra bile organların alınabilmesi çeşitli koşullara bağlıdır.
 
Tek böbrekle yaşanmaz mı ?
 
Bu, maalesef çok yaygın ve yanlış bir bilgi.  Canlı vericili böbrek nakilleri, yani bir kişinin bir böbreğini bağışlamasıyla yapılan böbrek nakilleri, 1955 yılından beri uygulanır.  Yani yaklaşık 54 yıldır yapılan ameliyatlardır. Bir böbreğini bağışlayan insanların ileride yaşayacağı düşünülen sağlık sorunları son derece ayrıntılı bir şekilde araştırılmıştır. Bu konuda binin üzerinde bilimsel çalışma var. Bu çalışmalar göstermiştir ki; gerekli testlerin yapılmasından ve vericinin böbreğini vermesinde hiçbir sakınca olmadığının belirlenmesinden sonra yapılan ameliyatların ardından, ileride tek böbrekle yaşamanın   iki böbrekle yaşamaktan farkı olmadığı anlaşılmıştır. Kaldı ki, toplumda insanların belli bir kısmı tek böbrekle yaşarlar ama bunu bilmezler. Hiç kimse durup dururken ‘Kaç böbreğim var?’ diye sormadığından tek böbrekle yaşarlar ve normal yaşam sürelerini tamamlarlar. 
Biz de bir yakınına böbreğini bağışlamak için gelen bazı kişilerin tek böbrekli olduğuna çok kere tanık olduk.

Yorumlarınız


Haberin okunma sayısı : 3326
Önemli not: diyalizmerkezleri.org, siteye alınan haberlerin içeriği hakkında sorumluluk kabul etmez. Haberi orjinal kaynağından yargı yolu ya da karşılıklı rıza sonucu kaldırtmışsanız, sitemize başvurarak haberin sitemiz içeriğinden de kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Haberlerde gizli reklam bulunması olasılığı vardır.

Diğer Haberler