Bugün Türkiye’de, 70.000’ i aşkın hasta, haftada üç kez hemodiyalize girmek için bir hastaneye veya diyaliz merkezine gitmektedir. Diyalizde geçen dört saate hazırlık, yol gibi ilave zaman kayıpları ve çoğu hastada diyaliz tedavisi sonrasında uzunca bir süre devam eden bitkinlik, yorgunluk da eklendiğinde neredeyse tüm gün kaybolmaktadır. Bazı hastalar bunu “haftanın dört güne inmesi” olarak tanımlamaktadır. Tüm hastalar hastanenin veya diyaliz merkezinin belirlediği plan çerçevesinde zamanında orada olmak ve sonraki hasta için yerini boşaltmakla yükümlüdür. Bu da kişilerin gerek sosyal ve iş yaşamından, gerekse daha fazla diyalizin kazandıracağı avantajlardan vazgeçmek durumunda bırakmaktadır. Ev hemodiyalizi sayesinde elde edilen konfor, özgürlük dışında, asıl önemli kazanç hastaların daha uzun sürelerle diyaliz olabilmesine olanak tanımasıdır (en çok tercih edilen şekil haftada üç gün, sekiz saat diyalizdir). Haftada üç gün dört saat yerine, sekiz saat diyaliz olması durumunda kanda biriken zararlı maddelerin temizlenmesi artmakta, buna bağlı olarak da hasta yaşam süresi ve kalitesi artmaktadır. Diyaliz süresi dört saatten sekiz saate çıktığında diyaliz sonrası halsizlik olmamakta, diyalizde tansiyon düşmesi ve kramp görülmemektedir. İştah artmakta, kanda protein-albümin düzey yükselmekte, gerçek kiloda artış ortaya çıkmaktadır. Dünyada uzun yıllardan beri uygulanagelen ev hemodiyalizi yöntemi, standart diyalizin zorluk ve eksikliklerini giderebilmek üzere ülkemizde de 2010 yılı sonlarında başlatılmıştır.
Yorumlarınız
Haberin okunma sayısı :
3646
Önemli not: diyalizmerkezleri.org, siteye alınan haberlerin içeriği hakkında sorumluluk kabul etmez. Haberi orjinal kaynağından yargı yolu ya da karşılıklı rıza sonucu kaldırtmışsanız, sitemize başvurarak haberin sitemiz içeriğinden de kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Haberlerde gizli reklam bulunması olasılığı vardır.
Diğer Haberler