KADAVRADAN BÖBREK NAKLİ NASIL YAPILIR ?
6.08.2016 14:18:57
KADAVRADAN BÖBREK NAKLİ
Böbrek nakli, ölüden bağışlanan organlarla veya canlı vericili olarak iki ana organ kaynağından gerçekleştirilir.
Ölüden organ nakli toplumda en yanlış bilgi sahibi olunan konu başlığıdır. Ölüden böbrek nakli ancak özel şartlar altında yoğun bakımda ölümün gerçekleştiği koşullarda, ölen kişinin yakınları tarafından organ bağışı yapıldığı takdirde gerçekleşebilir.
Beyin ölümü tanısı, yoğun bakımda takip edilen hastalarda detaylı muayene ve tetkikler sonucu dört ayrı uzman hekimin imzası ile konabilir. Beyin ölümü tanısı, koma ile karıştırılmamalıdır.
Basında yıllarca komada kaldıktan sonra iyileşen hasta hikayelerine sıklıkla rastlarız. Bu haberler sayesinde toplumdaki güvensizliğin de katkısıyla organ bağış oranlarında ciddi düşüşler gerçekleşmektedir. Beyin ölümü ve koma tamamen farklı tanılardır. Ve yapılan testler bu iki tanıyı birbirinden kesin olarak ayırır.
Beyin ölümü geri dönüşümsüzdür. Koma ise zaman içerisinde iyileşme gösterebilen bir klinik tablodur.
Dünya tıp tarihinde beyin ölümü tanısı konduktan sonra komada olduğu gibi bir hayata dönüş kayıtlı değildir. Beyin ölümü tanı kriterleri oluşturulurken, bu noktanın üzerinde özellikle durulmuş ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde ayırıcı tanı testleri tariflenmiştir.
Beyin ölümü, beyin dolaşımının tamamen durması ve beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybedilmesini tarifler. Bu tanıyı koyabilmek için gerekli testler ve değerlendirme yapan hekimlerin organ nakli ekipleriyle teması ve ilgisi yoktur. Dolayısıyla yoğun bakımda beyin ölümü açısından değerlendirme yapan ekip tamamen bağımsız şekilde somut testlere dayalı olarak tanıyı koyar. Bu tanı kanaatlere dayalı değildir. Bu noktanın anlaşılması çok önemlidir zira organ bağışlarındaki en önemli sıkıntı toplumdaki güvensizlikten kaynaklanır. Temel endişe ölüm gerçekleşmediği halde organların alınmasıdır.
Sağlık Bakanlığının öncülüğünde kurulan sistem, bu konuyu güven arttırıcı bir yaklaşım içerisinde her aşaması incelikle planlanmış ve takip edilen bir bütün halinde dünya standartlarında hayata geçirmiştir. Beyin ölümü tanısı açısından yapılan değerlendirmelerin tamamı bu tanıyı şüpheye yer bırakmayacak şekilde tarifleyerek tesbit eder. Beyin ölümü tanısı konduktan sonra Sağlık Bakanlığı Ulusal Koordinasyon Merkezi bilgilendirilerek aile ile organ bağışı için organ nakli koordinatörleri tarafından görüşme yapılır. Bu görüşme sonucu eğer aile organ bağışı yapar ise yine ulusal sistem bilgilendirilerek onların yönetiminde bir süreç ile uygun hastalara organların nakledilmesi planlanır.
Organ bekleme listesinde kayıtlı hastalar içerisinde söz konusu bağışlanan organlara en uygun kişilerin listesi çıkarılarak organların nakledileceği merkeze bildirilir. Bu listenin oluşturulması Sağlık Bakanlığı tarafından hayata geçirilen bir sistem dahilinde gerçekleşir. Dışardan üçüncü şahısların bu listeye müdahalesi mümkün değildir. Bağışlanan organ dokusu ile en az bir doku uyumu şartı aranır. Aynı zamanda diyalize girdiği süre gibi faktörler de sıralamayı belirler. Beyin ölümü tanısı sürecindeki hekimler ile organ nakli arasında bir bağlantı yoktur. Sistemin tepesinde de Sağlık Bakanlığı her adımı takip ederek düzenler.
Kadavradan böbrek nakli için hastanın yapması gerekenler.
Hasta öncelikle bir nakil merkezine başvurarak, böbrek nakli ile ilgili bilgi almalıdır. Böbrek nakline uygunluğu açısından yapılacak tetkikleri takiben hastanın tercih edeceği merkezin bekleme listesine kaydı yapılır.
Kadavradan böbrek nakli için başvuruda;
Hastanın fizik muayenesi, nefrolojik değerlendirmesi, cerrahi değerlendirmesi yapılır. Cerrahi açıdan en önemli nokta böbrek nakli ameliyatında kullanılacak ana ve external iliak damarların açıklığıdır. Diyalize başlangıç aşamasında veya süresince femoral diyaliz kateteri takılan hastalarda external iliak vende darlık ve tıkanmalar oluşabilmektedir. Nakil esnasında cerrahi teknik açıdan sorun yaratabilen bu durumun önceden bilinerek ona gore planlama yapılması gerekir. Bu noktada mecburiyet dışında femoral kateterlerin kullanılmaması olası böbrek nakli açısından dikkat edilmesi gereken bir husus olarak öne çıkmaktadır. Diğer yandan ateroskleroza bağlı olarak ana iliak ve external iliak arterlerde darlıklar, anastomozu güçleştiren plak formasyonları da diğer patolojilerdir.
Değerlendirmeler sonrası hastanın, kan grubu, hepatit belirteçleri, doku grupları ve panel reaktif antikor (PRA) testleri yapılır. Hepatit B ve C grubu hastalarımızda böbrek nakli öncesi HBV DNA ve HCV RNA sonuçları önemlidir. Bu sonuçların negative olması böbrek nakli sonrası uygulanacak bağışıklık sistemini baskılayıcı tedaviye bağlı olarak ortaya çıkabilecek karaciğer hastalığı açısından önemlidir. Elbette hastanın HBV ve HCV enfeksiyonu varlığında tek parametre HBV DNA veya HCV RNA test sonuçları değildir.
Ultrasonografide karaciğer ve dalağın görünümü ve boyutları, endoskopik incelemede özefagus varisleri olup olmaması gibi diğer bulgularla birlikte hastanın böbrek nakline uygunluğu değerlendirilir. Bazı durumlarda kronik karaciğer hastalığı açısından hastaya karaciğer biyopsisi yapılması gerekebilir. Bu biyopsi sonucundaki bulgular doğrultusunda karar verilir.
Panel Reaktif Antikor (PRA) test.
Bu test kişinin doku grubu antijenlerine karşı savunma geliştirip geliştimediğini değerlendirmeye yönelik bir tarama testidir. Spesifik bir test değildir, % pozitiflik olarak sonuç verir. Pozitiflik oranı arttıkça hastanın nakil olabilmesi için ek spesifik testler yapılarak hangi doku gruplarına karşı savunma olduğu araştırılmalıdır. Kadavradan böbrek nakli için bekleme listesine kaydı yapılan hastaların 6 ayda bir bu testi yaptırması gerekir. Hemodiyaliz tedavisi gören hastalarda kan transfüzyon ihtiyacı olması halinde ışınlanmış kan ile ve lökosit filtresi kullanılarak transfüzyon yapılması önemlidir. Aksi takdirde PRA testinde pozitiflikler ve böbrek naklinin gerçekleşmesine engel durumlar oluşabilmektedir.
Organ bekleme listesinde aktiflenmeden once böbrek nakline engel olabilecek durumların çözüme kavuşturulması gerekir. Kardiyolojik tetkikler sonucu koroner arter hastalığı tesbit edilmesi halinde koroner stent veya kardiyovasküler cerrahi gereken hastaların öncelikle bu sorunlarının çözüme kavuşturulması gerekir. Stent veya cerrahi girişim gerekmeyen hastalarda yoğun medikal tedavi endikasyonu varlığında ise yakın kardiyolojik takip gerekir.
Bekleme sürecinde hastanın telefon ile ulaşılabilir olması çok önem arzeder. Az sayıda yapılan organ bağışı sonucu böbrek nakli olma şansını telefonla ulaşılamadığı için kaybeden hastalar olmaktadır. O nedenle telefon bilgilerinin güncellenmesi önemlidir. Ayrıca irtibat için verilen telefonları mutlaka cevap verilecek telefonlar olması, o telefonu kullanan kişinin bilgisi olması gerekir. Gece geç vakitlerde gelecek bir telefonla hastanın merkeze çağrılması halinde bu davete hızla icabet etmesi gerekir. Yine hastalarımızın geç saat olması nedeniyle yarın gelirim diye yanıt verdiği durumlarla karşılaşabilmekteyiz. Bağışlanan organların başarı ile hastaya nakledilebilmesi zamana karşı yürütülen bir yarıştır. O nedenle hastalarımızın böyle bir çağrıyı aldıklarında hızla merkezimize ulaşabilmek için bir planlarının hep hazır olması gerekir.
Kaynak: Naklen Hayat
Yorumlarınız
Haberin okunma sayısı :
1662
Önemli not: diyalizmerkezleri.org, siteye alınan haberlerin içeriği hakkında sorumluluk kabul etmez. Haberi orjinal kaynağından yargı yolu ya da karşılıklı rıza sonucu kaldırtmışsanız, sitemize başvurarak haberin sitemiz içeriğinden de kaldırılmasını sağlayabilirsiniz. Haberlerde gizli reklam bulunması olasılığı vardır.
Diğer Haberler